Tabor ukhodit v nebo / Çingeneler - Ateşli Kan (1976)
Çingene kültürüne has keskin hal ve gidişat (siyah ve beyaz at imgesinde olduğu gibi) eşi benzerine az rastlanabilen bir aşk etrafında anlatılmaya çalışılmış. Yaşanan aşk, bir çeşit savaş misali ilerliyor. Sınırlar kritik anlarda karşınıza çıkabiliyor. Bunda özellikle de kadın karakter üzerinden kurulan özgürlük alanının değişkenlik göstermesinin etkisi olabilir.
Anlatımda bazı anlar denk geliyorki etki alanına girmeden edemiyorsunuz. Bunun sebebini masalsı-isminden harketle romansı- özelliklerini nerden aldığına bakmamız gerekiyor. Orda da karşımıza Gorki çıkıyor. Kelime oyunları, tuzaklar ya da kurulan ağlar şeklinde gelişen düellolarda yankılanan özlü sözler şeklinde kendini farkettiriyor. (Rusçanın bir kadına ne kadar yakıştığı, bunun ne kadar etkili kullanıldığı anlar bunlar.
Karakterler açısından belirgin farklılıklar olmasına karşın ortak noktalarda mevcut. Kadın karakterin renkli olduğunu (gölde ıslandıktan sonra üzerinden çıkan fazlaca eteği tek tek çiçeğin yaprakları şeklinde dizmesinden anlaşılacağı üzre) anlıyoruz. Kendini ulaşılmaz gören ve bu şekilde özgürlük bakımından erkek karaktere göre daha geniş bir hareket alanı olduğunu görüyoruz.(Ancak bu kadar objektif bakılabilirdi.) Erkek karakter ise daha düz, hedefe yönelik bir oyun sergiliyordu.(Onu fazla takip etmemişim.)
Bu kültürde müziklerin kullanımı ve de bunun daha özelinde fazla duyulmamış seslerle film bu alanda da doyurucu etkisini, farkını gösteriyor.
Film, sonu itibariyle de benzersiz yanını bir kez daha ortaya koyuyor. Etkileyiciden öte vurucu bir sondu. Böyle bir liste yaparsam ilk 10'da yer alacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder